Kariyer Planlaması ve Stratejileri Bir Rüya Misali mi Yoksa Kabus mu?
Hepimizin hayalleri var. Kimi uçsuz bucaksız denizlere açılmak kimi gökyüzünde süzülmek kimi de kalabalıkları peşinden sürükleyen bir lider olmak ister. Benim hayalim mi? İşte onu tam olarak tanımlayamıyorum ama içimde beni çağırıp duran bir şeyler olduğunu biliyorum. Belki de tamamı sorun bu belirsizlikte mahrem. Tıpkı puslu bir havada yolunu bulmaya çalışan bir gemici gibiyim. Pusulanın iğnesi aralıksız yön değiştiriyor rüzgar bir o yana bir bu yana savruluyor ve ben… Ben sadece ve sadece sürükleniyorum.
İşte kariyer planlaması denilen o büyülü anlayış da tam bu noktada devreye giriyor. Sanki bir anda tamamı sis perdesi dağılacak önümde ışıl ışıl bir yol belirecek ve ben emin adımlarla o yolda ilerleyeceğim. Ama hayat bize öğretmiyor mu zaten hiçbir şeyin göründüğü misali olmadığını?
Gerçekten İstediğim Bu mu?
Düşünsenize yıllarca dişinizi tırnağınıza takıp gecenizi gündüzünüze katarak çalışıyorsunuz. Sonunda o çok istediğiniz kariyere o zirveye ulaşıyorsunuz. Peki ya sonra? İşte o zaman anlıyorsunuz ki aslında bu hiç de sizin istediğiniz şey değilmiş. Tıpkı çocukluğumda ısrarla istediğim o oyuncak ayı misali. Elime alınca anladım ki o kadar da mahsus bir yanı yokmuş. Şimdi o ayı dolabımın bir köşesinde tozlanmaya terk edilmiş halde. Umarım kariyerim de o oyuncak ayının kaderini paylaşmaz.
Bazen kendime soruyorum Gerçekten ne istiyorum? Yanıt bulmak o kadar da kolay değil. Belki de soruyu yanlış soruyorum. Belki de Neyi hangi bedeli ödeyerek istiyorum? diye sormalıyım. Çünkü her zirvenin bir bedeli var ve o bedeli ödemeye hazır mıyız asıl soru bu.
Tutkularımın Peşinden Gitmek
Tutkunu bul işini yaparken asla çalışmak zorunda kalmazsın derler. Kulağa ne kadar da hoş geliyor değil mi? Sanki her günümüz birer şenlik havasında geçecek yaptığımız işten hiç bıkmayacağız. Tutku mühim elbette ama tek başına yeterli mi? Ya da asıl soru şu Tutku nasıl bir şey? Nasıl anlarız gerçekten tutkulu olduğumuz şeyi bulduğumuzu?
Düşünsenize bir ressam olduğunuzu. Resim yapmak sizin için bir tutku. Ama ya geçimini sağlamak için her gün yüzlerce turistik tablo yapmak zorunda kalsaydınız? Ya da belki de yetenekli bir aşçısınız. Mutfağa girmek değişik tatlar yaratmak size büyük keyif veriyor. Peki ya her gün aynı yemekleri tekrar tekrar pişirmek zorunda kalsaydınız?
İşte bu yüzden sadece ve sadece tutkunu bulmak yetmez. O tutkuyu besleyecek geliştirecek ve onu sizin için bir yük olmaktan çıkarıp bir mutluluk kaynağına dönüştürecek bir yol bulmanız gerek.
Doğru Stratejiyi Seçmek
Diyelim ki ne istediğinizi biliyorsunuz. Tutkunuzu da buldunuz. Peki ya sonra? İşte şimdi sıra geldi doğru stratejiyi belirlemeye. Doğru adımlar doğru zamanda atılmazsa tamamı emekleriniz boşa gidebilir. Tıpkı satranç misali. Her taşın bir değeri her hamlenin bir sonucu var. Yanlış bir hamle tamamı oyunu kaybetmenize neden ihtimal dahilinde.
Peki ama doğru izlenecek yol nasıl belirlenir? İşte bu sorunun tek bir cevabı yok. Herkesin yetenekleri hedefleri sağlam ve zayıf yönleri değişik. Kimi insan risk almayı severken kimi daha temkinli ilerlemeyi tercih eder. Mühim olan kendinizi iyi her yönüyle öğrenmek ve size en uygun stratejiyi ilerletmek.
Belki bir mentorluk programına katılabilir belki de alanında uzman kişilerle etkileşim kurarak onların deneyimlerinden faydalanabilirsiniz. Hatta belki de kendi işinizi kurmak sizin için daha doğru bir alternatif olacaktır.
Unutmayın kariyer yolculuğunuzda tek bir doğru cevap yok. Mühim olan kendinize inanmak hedeflerinize odaklanmak ve asla vazgeçmemek.
```
